İlk Rubicon noktası, bir filmin teklifini kabul etmek. Hanks, bu noktada kaderin belirlendiğini ve o filmde yer alacağını anladığını ifade etti. İkinci Rubicon ise, yapılan filmin izlenmesi anı. Ya istenilen şekilde işler ve beklenen film ortaya çıkar ya da istenilen sonucu vermez. Bu noktada film yapımcısı için hayal kırıklığı veya mutluluk anları yaşanır.
Tom Hanks, üçüncü Rubicon noktasının ise eleştirel reaksiyonlar olduğunu dile getirdi. Herkesin film hakkında farklı düşüncelere sahip olabileceğini belirten Hanks, bazı insanların filmi nefret ederken, diğerlerinin de muhteşem bulabileceğini söyledi. Gerçek film, bu iki düşünce arasında bir yerdedir.
Dördüncü Rubicon, filmi ticari olarak nasıl performans gösterdiğiyle ilgilidir. Hanks, bir film eğer başarılı olmazsa, kariyerin de tehlikeye girebileceğini vurguladı. Para kazanmaması durumunda, bir oyuncunun geleceği tehlikeye girebilir ve kısa sürede unutulabilir.
Son Rubicon noktası ise zaman faktörüdür. Hanks, zamanın bir filmin kaderini nasıl değiştirebileceğini örnek olarak "That Thing You Do!" adlı filmiyle açıkladı. Film çıktığında pek başarılı olmamış ve eleştirilmiş olsa da, zamanla bir kült klasiğe dönüşmüştü. Hanks, yayınların filmi başlangıçta nasıl reddettiğini, ancak sonradan kült klasiği olarak nitelendirdiğini söyledi. Zamanın, bir filmin algısını değiştirme gücüne dikkat çeken Hanks, bu noktanın önemini vurguladı.
Tom Hanks, şu anda başrolünde yer aldığı Wes Anderson imzalı "Asteroid City" filmiyle büyük bir heyecan uyandırıyor. Anderson, "The French Dispatch" adlı filminden sonra bu yeni projesiyle sinemaseverlere eşsiz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Steve Carell ve Margot Robbie gibi ünlü isimlerle birlikte Hanks, 1955 yılında hayali bir Amerikan çöl kasabasında geçen bu filmde izleyiciyi büyülemeyi amaçlıyor.