Kuzey Atlantik Projesi veya Rapture Kolonisi olarak da bilinen Rapture, zengin bir sanayici olan Andrew Ryan’ın çocukluk hayallerinden ilham alınarak inşa edilen devasa bir su altı şehridir. Bu şehir, II. Dünya Savaşı sonrasında sarsılan dünyanın siyasi, sosyal ve dini kısıtlamalarından kaçmak için kurulmuştur.
İlk olarak 5 Kasım 1946'da yapımına başlanmış olan şehrin inşası, 1951'in sonlarında tamamlanmıştır. Rapture, Atlantik Okyanusu'nun kuzeyinde, 63° 2' N, 29° 55' W (63 derece, 2 dakika kuzey enlemi, 29 derece, 55 dakika batı boylamı) koordinatlarında, İzlanda’nın başkenti Reykjavik’in (reykavik) yaklaşık 433 kilometre batısında yer almaktadır.
Rapture'ın Amacı
Rapture, sözlük anlamı olarak “Aşırı zevk ve mutluluk veya heyecan” anlamına gelmektedir. Andrew Ryan, şehrine "Rapture" adını verdi, çünkü burayı "Parazitler" olarak nitelendirdiği insanların etkisinden uzak, bir insanın kendi emeğiyle kazanabileceği ve başarıya ulaşabileceği gerçek bir cennet olmasını amaçlamıştır.
Rapture’un felsefi temelleri, Ayn Rand'ın "Atlas Silkindi" adlı romanında geçen "Galt’s Gulch"a dayanır. Bu terim, özgür düşünceli bireylerin oluşturduğu ekonomik ve sosyal topluluğunu ifade eder. Rapture, bir komünden farklı olarak, özgürlüğe odaklanır ve bireysel ve mülkiyet haklarını savunur, ancak kolektif bir topluluğun kurallarıyla çalışmaz.
Rapture'un asıl hedefi, herhangi bir din veya hükümetten bağımsız, laissez-faire bir toplum yaratmaktı. Burada, herhangi bir vatandaş, başkalarının ihtiyaçları tarafından engellenmeden kendi çıkarı için başarılı olabilirdi. "Dünyanın en iyileri ve en parlakları" olarak belirlenen kişiler hükümet, din ve diğer kurumlardan bağımsız olarak, özgür irade ve seçim hakkına sahip olacaktı. İnsanlar, gelenekler ve ahlaki inançları yerine; hırs, akıl ve özgür düşünce tarafından yönlendirilecekti.
Bu kısmen iyi niyetli amaçlarına rağmen Ryan’ın ütopyası, kusursuz değildi. Rapture’un tamamen kapitalist toplumunda kamu hizmetleri yoktu; şehirdeki her şey özel mülkiyet altındaydı ve bunun bir bedeli vardı. Şehrin yiyecek, sağlık hizmetleri, temizlik ve hatta oksijen hizmetleri de bunu kapsıyordu. Polis ve itfaiye hizmetleri bile abonelik esasına dayalı özel şirketler tarafından sağlanıyordu. İşletmelere yönelik herhangi bir kısıtlama olmadığından, sadece rekabet ve müşteri tercihi vardı. Bu durum, ilk başta birçok endüstrinin gelişmesine izin verdi, ancak aynı zamanda ahlaksız ve tehlikeli iş uygulamalarına da yol açtı.
Bu sistem, Rapture’un daha az şanslı vatandaşlarını toplumdan uzaklaştırdı. Durumları kötüleştikçe, Ryan’ın kurduğu bu dünyayı soğuk ve elitist olarak görmeye başladılar. Andrew Ryan’ın "Parazitler"e ve vizyonunu baltaladığından şüphelendiği kişilere karşı olan düşmanlığı ve artan paranoyası, nihayetinde onun çöküşüne ve şehrinin tamamen yok olmasına yol açacak bir dizi olayı başlattı.
Kökenler
Rapture, Andrew Ryan’ın hayallerinde inşasından çok önce başlayan bir projeydi. Ryan, böyle bir yer fikrini, uygun bir yer seçilmeden en az on yıl önce düşünmeye başlamıştı. Komünizm yönetimindeki Sovyetler Birliği'nin bir parçası haline gelmeden önce Belarus'tan kaçmış ve Amerika Birleşik Devletleri'nde sanayi devi olmayı başarmıştı. İşçi sendikalarını, sol kanat kolektivistleri gibi solcu grupları insanın dünyadaki yaşamını mahveden ve ona özgürlük tanımayan parazitler olarak görmeye başlamıştı. Başarıları ve bireyin güçlendirilmesine inananları toplayıp, dünyanın geri kalanından izole edilmiş bir yerde özgürce gelişmelerine izin verecek kapalı bir toplum fikrini araştırdı.
Hiroşima ve Nagasaki'ye atom bombası atılmasıyla İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde ve SSCB'nin kendi nükleer silahlarını edinme yolunda olduğu haberiyle birlikte, Ryan, insanlığın kaçınılmaz yıkımını ve yeryüzünü atom ateşiyle kaplayacak bir savaşı öngördü. Bu olayların ardından Ryan, aynı fikirde olan bireylerle iletişime geçerek ve kaynaklarını harekete geçirerek vizyonunu gerçekleştirmeye başladı. Şehri Rapture, Kuzey Atlantik'te, İzlanda ve Grönland arasında seçilen bir konumda deniz tabanına inşa edilecekti. İlk katılanlardan biri, o dönemde Ryan'ın yanında çalışan güvenilir bir adam olan Sullivan'dı. Sullivan, kolluk kuvvetlerindeki deneyimiyle Rapture'un güvenliğinin başına getirildi. Ryan, birçok inşaat uzmanını bir araya getirdi ve Rapture'un birçok binasının tasarımını yapmak üzere Simon Wales ve Daniel Wales adlı mimarları güvence altına aldı. Rapture'u inşa etmek için işçilere ihtiyaç duyan Ryan, en yetenekli mühendisler, işçiler ve mekanikleri işe aldı. Bill McDonagh gibi birçok kişi, Ryan'ın ideallerini paylaşıyor ve Rapture'u, parazitlerle dolu bir dünyadan yükselip yeni bir başlangıç olarak görüyorlardı.
Rapture Topluluğunun Elitleri: Brigid Tenenbaum, Sander Cohen, Gilbert Alexander, Andrew Ryan, Sofia Lamb ve Yi Suchong. |
Şehrin İnşaatı (1945 - 1951)
1945'in sonlarında Ryan, Rapture'un inşasına başlamak için İzlanda ve Grönland arasında seçilen konumda bir dizi şirketle anlaşma yaptı. Ryan ve ortakları, dikkatleri üzerine çekmemek için üretim malzemelerini gizlice temin etti. Bu kaynaklar, binlerce mil boyunca Kuzey Atlantik'teki proje sahasına taşındı. Orada, malzemeler dev bir denizaltı platformu olan "The Sinker" aracılığıyla okyanus tabanına indirildi. Derin deniz kaynakçıları ve mekanikler, şehrin temellerini oluşturmak için kazıklar ve kirişleri kayalara derinlemesine sabitledi. Sonunda "The Sinker", deniz tabanına kalıcı olarak demirledi. Yüzeye yakın bir yerde monte edilen önceden imal edilmiş binalar, yüzeye çıkartıldı ve halkalar kullanılarak temelere demirlendi, böylece Art Deco metropolü oluşturuldu. 5 Kasım 1946'da Rapture, ilk sakinlerini almaya başladı. Ana inşaat dönemi 1940'ların sonuna kadar devam etti ve Rapture'un inşası 1951'de tamamen tamamlandı. Rapture'un ekonomisi ve nüfusu büyüdükçe, yeni inşaat projeleri finanse edildi ve şehir genişleyerek büyük bir metropol haline geldi.
Yükseliş ve Düşüş (1946 -1958)
1946'da ilk kez yerleşime açıldığından itibaren Rapture hızlıca büyüdü. Yüzeyden en son teknolojik harikalarla yeni inşa edilmiş olan bu şehir, birçok yetenekli sakin tarafından desteklenen aktif ve büyüyen bir ekonomiye sahipti. Tam da Ryan'ın hayal ettiği serbest piyasa ütopyasını gerçekleştiriyor gibi görünüyordu. Rapture, yeryüzünün çoğuna kıyasla gerçekten de bir ütopya olarak görülebilirdi; burada herkes emeğinin karşılığını özgürce alma hakkına sahipti.
Ancak, görünüşteki başarısına rağmen, toplum içindeki sosyal sınıflar arasında çatlaklar ortaya çıkmaya başladı. Piyasa kısıtlamalarını ve işçi haklarını reddeden saf bireyci, laissez-faire toplumu olan Rapture, açgözlülük, elitizm ve kapitalizmin diğer olumsuz yönleri için bir yuva haline geldi. Toplumda üst ve alt sınıflar arasında kısa sürede büyük bir uçurum ortaya çıktı. Andrew Ryan, sosyal devlet anlayışını "parazitik" olarak gördüğü için Rapture'da yoksulları desteklemeye yönelik sosyal programlar, işçi sendikaları, hayır kurumları ve diğer kuruluşlar mevcut değildi. Bu yüzden şehirdeki yoksul kesim, ekonomik durumlarını iyileştirmek için pek bir imkana sahip değildi ve birçoğu kendini karanlık barakalarda aç yatar halde buldu. Rapture'un ekonomik sistemi, şehrin işçi sınıfını toplumdan yabancılaştırdı ve sosyal uçurum gittikçe genişledi.
Andrew Ryan’ın "Parazitler" olarak nitelendirdiği kişilere ve Rapture'un özgürlüklerini istismar ettiğine inandığı kişilere karşı paranoyası, dış dünya ile tüm bağlantıların kesilmesini emreden bir yasa çıkarmasına neden oldu. Bu yasa ile soğuk savaşın ortasında olan yeryüzünden şehrin varlığını gizleyerek Rapture’un güvenliğini sağlamayı amaçlıyordu.
1948 ile 1952 yılları arasında, Dr. Brigid Tenenbaum’un ADAM adını verdiği bir kimyasal maddeyi keşfetmesiyle işler iyiye gider gibi göründü. Bu madde, EVE adı verilen bir kimyasal ile birlikte kullanıldığında, kullanıcıya hayal gücünün ötesinde genetik kodunu değiştirme imkanı sağlıyordu. Bu gelişme, Rapture toplumunda büyük bir verimlilik artışına yol açtı ve ADAM, üretkenlik ve yaratıcılığın altın çağını başlatarak Rapture’un toplumu için hayati bir parça haline geldi.
Toplumsal Çöküş (1958-1960)
Başlangıçta Frank Fontaine’in başarısını takdir eden ve onu Rapture’un yaratmayı amaçladığı birey türünün bir örneği olarak gösteren Andrew Ryan, kısa süre sonra Fontaine'den şüphelenmeye başladı. Fontaine’in Rapture’un daha az şanslı sakinleri üzerindeki artan suç etkisi ve ADAM üretimi üzerindeki tekeli, onu güçlü bir rakip haline getirdi ve Rapture’un toplumsal düzenini tehdit etmeye başladı. Sonunda 1958’de Ryan, Fontaine’i tutuklamaya çalıştı. Fontaine’in dirense de çıkan çatışma ölümüyle sonuçlandı. Fontaine’in ölümünün ardından, Ryan, Rapture Merkezi Konseyi’nin desteğiyle Fontaine’in kurumsal varlıklarının kontrolünü ele geçirdi.
Toplumda ADAM bağımlılığının kötüleşmesi, düzenin yavaş yavaş bozulmasına ve sivil huzursuzluğa yol açtı. Bu durum, Fontaine’in yoksul evlerine akın eden kitleleri ayaklandıran ve Rapture toplumunu değiştirmeyi amaçlayan bir gerilla savaşı başlatan "Atlas" adlı devrimcinin ortaya çıkmasıyla daha da kötüleşti. Andrew Ryan, düzeni yeniden sağlamak için giderek daha otoriter yöntemlere başvurdu ve Rapture Merkezi Konseyi'ni feshederek kendisini şehrin despotik yöneticisi olarak ilan etti. Ryan, halkın özgürlüklerini kısıtlayan daha fazla yasa çıkararak ve "sorunlu vatandaşlara" karşı giderek daha sert cezalar uygulayarak kontrolü sağlamak için radikal önlemler almaya başladı.
31 Aralık 1958’de Atlas tarafından başlatılan büyük bir işçi sınıfı ayaklanması olan 1958 Yılbaşı İsyanları, birçok üst sınıf mekanına, örneğin Kashmir Restoranı’na yapılan saldırılarla başladı. Bu durum kısa sürede Atlas ve Ryan arasında tam ölçekli bir iç savaşa dönüştü ve şehrin nüfusundaki ADAM bağımlılığının neden olduğu zihinsel bozulma durumu daha da kötüleştirdi. Başlangıçta geleneksel mermi silahları kullanılırken, kısa süre sonra Atlas’ın splicer’ları ve daha sonra Ryan’ın destekçileri tarafından Plazmidler de kullanılmaya başlandı. Çatışma devam ettikçe, her iki taraf da rakiplerine karşı avantaj sağlamak için daha fazla Plazmid kullanmaya başladı. Bill McDonagh bu savaş hakkında “çatışma en iyi silahları ve en büyük bombaları yapabilenlere değil, daha az insan ve daha çok canavar olabilenlere dayanıyor” demiştir.
Çatışmanın büyük kısmı yaklaşık dört ay sürdü ve devam eden şiddet, toplumun bütünlüğünü ciddi şekilde bozarak Rapture altyapısına büyük zarar verdi. Artan şiddet, savaşçılar ve siviller için Plazmidlere daha fazla bağımlılık yarattı ve kısa sürede şehir kaosa sürüklendi. Rapture İç Savaşı’nın kaosu ve yıkımı, ekonomik sıkıntılar ve ADAM bağımlılığı nedeniyle daha da hızlanarak toplumun çökmesine sebep oldu. Nüfusun büyük bir kısmı, ADAM bağımlıları olan Splicer’lara dönüştü, diğerleri ise Splicer’lar tarafından öldürüldü. Savaşta ölmeyen kişiler de ya intihar etti ya da açlıktan öldü. İnsan özgürlüğü için sığınak olarak inşa edilen şehir, kısa sürede harap bir kabuğa dönüştü.