1846 yılında Amerika Birleşik Devletleri ile Meksika arasında, sınır anlaşmazlığı ve toprak talepleri nedeniyle büyük bir savaş patlak verdi. Bu savaşın çıkış nedeni, ABD’nin Meksika sınırını ihlal ettiğini ileri sürmesi ve Meksikalı askerlerin Amerikan askerlerine ateş açtığını iddia etmesiydi. Bu olay, Teksas’ın ABD tarafından ilhak edilmesi sonrasında yaşanan sınır belirsizliğiyle daha da karmaşık hale gelmişti. ABD, Teksas'ın yanı sıra, Meksika'nın Kaliforniya ve New Mexico toprakları üzerinde de hak iddia ediyordu. Meksika ise bu iddialara karşı çıkarak, sınırın daha güneyde Nueces Nehri boyunca olması gerektiğini savunuyordu.
Polk ve ABD’nin Batıya Doğru Genişleme İsteği
ABD Başkanı James Polk, uzun zamandır Meksika'nın batısındaki topraklara göz dikmiş durumdaydı. Amerikan kamuoyunda "Kader Manifestosu" (Manifest Destiny) olarak bilinen, kıtanın batıya doğru genişletilmesi gerektiğine dair bir inanç vardı. Bu ideal, Amerikan hükümetinin politikalarına yön vermişti ve Polk, bu genişleme hedefine ulaşmak için Meksika ile savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünüyordu. Polk'un amacı, ABD’nin sınırlarını Pasifik Okyanusu'na kadar genişleterek, yeni ticaret fırsatları ve doğal kaynaklara ulaşmaktı.
ABD Kongresi, 1846 Mayıs ayında savaş ilan ederek Polk'un genişleme politikasını destekledi. Bu savaş, Meksika'nın egemenlik haklarına yönelik bir tehdit olarak görülse de ABD kamuoyunun büyük kısmı, Polk'un "saldırıya uğrayan" taraf olduğu iddiasını kabul etti.
ABD’nin Meksika’yı İşgali ve Savaşın Gelişimi
ABD, sınır bölgesine General Zachary Taylor komutasında büyük bir ordu gönderdi ve bu adım savaşın fitilini ateşledi. Meksika ordusunun Amerikalı askerlere ateş açmasıyla gerilim iyice tırmandı. Polk, bu olayı halkın desteğini almak için kullanarak, Meksika'nın saldırgan bir ülke olduğu propagandasını yaptı. Savaş ilanıyla birlikte ABD, Meksika topraklarına hızlı bir ilerleme başlattı ve çok sayıda savaşta zafer kazandı. Savaş süreci boyunca Meksika, askeri olarak zor durumda kaldı ve ABD’ye karşı koymakta zorlandı.
ABD'nin Diplomatik Girişimleri ve John Slidell'in Görevi
Savaştan önce, Polk, Meksika ile toprak anlaşmazlıklarını çözmek amacıyla Kongre üyesi John Slidell'i diplomatik bir görevle Meksika'ya göndermişti. Slidell’in görevi, Meksika topraklarını satın almak için pazarlık yapmaktı, ancak Meksika hükümeti, bu teklifi egemenliklerine bir tehdit olarak gördüğü için müzakere etmeyi reddetti. Diplomasi yoluyla başarısız olan Polk, askeri müdahaleyi zorunlu bir çözüm olarak görmeye başladı.
ABD, Meksika topraklarını ele geçirmeyi başaramadığı diplomatik çabaların ardından, Teksas’ın bağımsızlığını tanıyan bir anlaşmaya varmak ve sınırlarını genişletmek için savaşın gerekliliğini savundu. ABD kamuoyu başlangıçta savaşın kaçınılmaz olduğuna inanıyordu; ancak savaş uzadıkça, Polk’un asıl amacının toprak elde etmek olduğu yönündeki eleştiriler artmaya başladı.
Meksika Savaşı’nın Sonuçları ve Guadalupe Hidalgo Antlaşması
Savaş, iki yıl süren yoğun çatışmaların ardından 1848 yılında Guadalupe Hidalgo Antlaşması ile sona erdi. Bu antlaşmaya göre, Meksika, ABD’ye Teksas’ın yanı sıra Kaliforniya ve New Mexico bölgelerini de devretmek zorunda kaldı. ABD, bu büyük toprak kazanımıyla kıtadaki varlığını önemli ölçüde genişletti. Savaş, ABD'nin Latin Amerika üzerindeki nüfuzunu arttırırken, Meksika için büyük bir toprak kaybı ve ekonomik yıkım anlamına geliyordu.
Sonuç olarak, Amerikan kamuoyunda genişlemeye yönelik büyük bir istek ve Polk’un liderliğiyle Meksika’ya karşı yürütülen savaş, ABD’nin batıya doğru yayılma politikasının en somut örneklerinden biri olarak tarihe geçti.